20 Nisan 2016 Çarşamba

Kim Holden – Gün Işığım ( Bright Side Serisi 1 )


Kim Holden – Gün Işığım 
Hayat bir gökkuşağı olsa, Gün Işığım gökkuşağının sekizinci rengi olurdu. En yakın arkadaşı Gus'ın, Kate Sedgwick'e Gün Işığım demesinin bir sebebi vardı. Sıra dışı bir hayat süren Kate, her şeyin mutlu ve pozitif yanlarını görmekle kalmıyor, aynı zamanda hayatı tüm ruhuyla yaşıyordu.

Kate üniversite eğitimi için Grant'e yerleşerek her şeyi, herkesi geride bırakır. Ancak hayatta asla kopamayacağınız insanlar vardır. Tüm hissettiğiniz, gördüğünüz, istediğiniz onlardır artık. Kate, yeni taşındığı şehrin ona hazırladığı sürprizlerden habersiz; tüm benliğini saran sonsuz sevgiyle dalgalara göğüs germeye hazırdır. Kendini bir anda fırtınanın ortasında bulsa bile… Herkesin hayatında anlatamadığı hikâyeleri ve sırları var. Herkesin hayatında, "Sen aslında bensin," dediği özel biri var.



Sibel
Hem okurum hem ağlarım şeklindeydi ama kötü değildi.

Sibel
Çıkmasını uzun zamandır beklediğim bir kitaptı.Ancak tam çıkış tarihine yakın kitabın sandığım gibi sıradan bir YA değil dram yüklü YA olduğunu öğrenip yıkıldım.Ancak uzun zaman alıcam ben bu kitabı alıcammmm diye dolaştığım içinde yiğitliğe şey sürdürmeyip çıktığı gibi aldım kitabı.
Kitabın anlatım şekli başlarda rahatsız etti beni.Ancak daha sonra hikayeye kendimi kaptırınca o rahatsızlık kalmadı.Bir de kızın Polyannalığı rahatsız ediciydi ama sonra bunun nedeni anlaşılınca sinir olduğum için suçluluk hissetmedim değil .Yazarın tarzı bana biraz Colleen Hoover’ı hatırlattı.Özellikle Çarpılma daki gibi al sana dram yetmedi mi al sana biraz dahaaaa şeklindeki durumu =D Evet Gün Işığım feci şekilde ağlak bir kitap.Tamam, başlarken biliyordum bu yönünü ama bu derece çok olacağını tahmin etmemiştim.Hatta kitabı okumaya başlarken abartmış olabilirler belki de ağlanacak bir durum yoktur diyerek kendimi gereksizce ağlama moduna sokmaktan kaçındım. Kitabın yaklaşık son çeyreğine girene kadar da gözüm bile sulanmadan okudum ki arada dramatik şeyler de olmuştu. Amaaaaaa bir süre sonra çenem titremeye, kendimi kasmaktan başıma ağrı girmeye başladı resmen ve en sonunda koyverdim. Özellikle sonlarına doğru artık nasıl ağlıyorsam yazıları görememeye başlayıp gözlüğümü taktım =D


Hikayede beni ağlatan nedir bunu söyleyerek spoiler verip keyfinizi kaçırmak istemiyorum ama size verebileceğim tek spoiler ikinci bir Senden Önce Ben vakası diyebilirim.Ancak özellikle ağlak kitapları sevmememe rağmen bittiğinde ammaaaa ağladım haaaaa ama güzel kitaptı yavvv diyerek burnumu çeke çeke kitaplığıma yerleştirdim kitabı =D 


Aspendos çevirideki sorunları ufak ufak aşmış gözüküyor (anlatım şekli çeviriden mi yazardan kaynaklı mı bilemediğim için bu konuda eleştiri yapmayacağım).Ancak editasyon aşamasına azıcık daha dikkat etseler ne iyi olur.Mesela Los Angeles’ dan hareket eden otobüs birkaç saat içinde elbette ki New York’a varamaz değil mi (Sayfa 196) ? Ne bileyim LA’dan sonra Phonix’e oradan 2 durak sonrada Austin’e konsere gideceklerine göre New York olmasının ihtimalinin bile olmayacağı açıkça görülüyordur her halde (New Mexico/Albuquergue mesela olmasın o) (evet detay takıntılıyım ne olmuşşş =p ).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder